“Ben ne istediğimi söylediğimde beni anlamasının ne önemi var ki! Söyledikten sonra ne kıymeti var!”

Tanıdık geliyor mu bu cümleler? Farkında olmasak da bazı düşüncelerimiz, söylemlerimiz, bizi istemediğimiz durumların içerisine sokuyor olabilir. Mesela, anlaşılmak sizin için çok önemlidir. Anlaşılmadığınızda kendinizi yalnız, duyulmamış ve benimsenmemiş hissediyorsunuzdur. Yoğun bir hayal kırıklığı ve hüsran deneyimliyorsunuzdur. Fakat bir yandan da yukarıdaki düşünceler size eşlik ediyor. Tam da bu noktada denklemin içindeki etkinizi ortadan kaldırıp, düşüncelerinizi, isteklerinizi, duygularınızı karşınızdaki kişiyle paylaşmadığınızda, karşınızdaki kişiyi yalnız bırakıyor ve tüm mesajları doğru bir şekilde anlayıp, beklentinizi karşılamasını bekliyorsunuz. Karşınızdaki kişiyi sadece sezgileri ile baş başa bırakırsanız sonuç çoğunlukla sizi tatmin etmeyecektir. Anlaşılamayacaksınız…

Belki de bunun sonucunda öfkeleneceksiniz; o kişiyi hayatınızdan çıkartmanın bir çözüm olduğunu düşünebilirsiniz. Bazen de bu duruma teslim olup, zaten beni kimse anlamıyor diyerek, ihtiyaçlarınızı, düşüncelerinizi saçıldıkları yerden çabucak toparlayıp, çıktıkları kuytuya tekrar tıkıştırarak anlaşılmadığınızı düşündüğünüz bir ilişkide varlığınızı sürdürebilirsiniz.

Anlaşılmak, doğduğumuz andan itibaren karşılanmasını istediğimiz temel bir ihtiyaç. Yetişkinlikte, bu ihtiyacın karşılanması için denklem içerisinden çıkmak size yardımcı olmayabilir. Sizce orada kalabilmek için neye ihtiyacınız var?

Psk. Cemre KANAK

Kaynak: